8 Haziran 2010 Salı

Tekerrür

Önce tarihten bahsedeceğim. Geçen sene staj yaptığım tersanede boş boş dolaştığımız bir iki haftadan sonra mühendisler bana da sorumluluk vermeye başlamışlardı. Çoğu ufak ve önemsiz görünen işler olsa da büyük bir sorumluluk duygusuyla verilen işlerin hepsini dikkatli bir şekilde takip ediyordum. Bir gün şehir hatları gemisinin yangın devresinin montajı vardı. Montajı taşeron bi şirket yapıyordu. Bana da yapılanları kontrol et denmişti. Geminin kıçındaki yangın dolabı montajında eleman dolabı bariz bi şekilde yamuk monte etti. Kendisine gayet düzgün bi dille dolabın yamuk olduğunu söküp baştan monte etmesi gerektiğini söyledim. Ben bu işi 20 yıldır yapıyorum sana mı sorcam cevabını aldım. Tekrar düzeltmesi gerektiğini, onu düzeltmeden işin teslim alınmayacağını söledim. Ehh diyip gitti. Ben de mühendise durumu anlattım. O da benle beraber gelip elemana sorunun ne olduğunu sordu. Eleman da anlattı olayı. Mühendis, benim işe yeni giren bi mühendis olduğumu teslimat faturasını benim imzalıyacağımı ona göre işi halletmesini elemana söyledi. Mühendis gittikten sonra, ya sen niye mühendis olduğunu söylemedin, ne zman başladın işe, hakkaten biraz yamuk olmuş, düzeltsen iyi olur şurasını. gibi yavşak cümlelerle davranışları 180 derece döndü bir anda elemanın.

Yaklaşık bir yıl sonra, dün. Dolmabahçe sarayındaki bir organizasyonda görev yapıyordum. Asya'nın tüm devlet büyük adamları sarayda öyle önemli bi ortam düşünün. Ve felaket bi şekilde yağmur yağıyordu. Gelen konuklara vale hizmeti yapıyorduk. Şemsiye tutmaca falan. Tabi ıslak ve zor bir iş oldu. İşe 7de başladık 9da yemek arası verdik. Yemek arası verirken 4 kişi dışarda yönlendirme için nöbette bekledi. Yemeği bitenleri de o 4 kişi ile yer değiştirmesi için erkenden yolladım. Bu arada içlerinden bi kişi sen kimsin dedi. Şafak dedim. Supervisor mısın dedi. Evet dedim. Biz sabahtan beri buradayız biraz dinlenelim dedi. yemek yemedin mi dedim. yedim dedi. Tamam o zaman arkadaşların yerine geç dedim. Ben Tolga Beye bağlıyım o dinleniceksiniz 11 kadar dedi dedi(ki adam böle bişe dememiş, iş 10.20de bitti bi de) Neyse ben işin başındaki kişiyi aradım. Konuştu elemanla azar da yedi. Sonra yaptı istediğim şeyi. Akşamın sonunda da abi bi saygısızlık ettiysem özür dilerim dedi.

İki eleman da sonunda istediğim işi yaptılar. Ama benim gayet düzgün bir şekilde isteklerimi yerine getirmek varken illa hiyerarşiyi devreye sokup daha beter bir duruma düştüler.

İşhayatında sadece isimlerimizle varolamıcaz galiba. Mühendis Şafak, işci Ersin, sekreter İnci. Bu durum biraz sinir bozucu. Ama dünkü olaydan da sonra, iş esnasında biriyle tanışıyorsam ünvanımı söyleyip tanışıcam.

- Dünkü yağmurda ıslanan sol bacağımın adeta çürümüş gibi ağırmasından dolayı sabaha kadar uyuyamadım. sinirim ondandır.

Hiç yorum yok: