11 Mayıs 2009 Pazartesi

Çıkan Oyuncu

20 yıl, 7 ay, 3 gün, 10 saat, 20 dakika, 5 sa6 sa7 sa8saniye... Oyunda kalma sürem saniye saniye artıyordu. Koçum beni hala kenara almamıştı. Kondisyon eksikliğimi hissetmeye başlamıştım. Koşamıyordum, nefes nefese kalıyordum. İçimden hadi be koç çağır beni kenara diyordum. 23 dakika 18 sa19saniye... Bana çok güveniliyordu. Takım için önemli bir oyuncuydum. Bunun ben de farkımdaydım. Farkında olduğum iyi oyuncu olduğum değil, takım için iyi bir oyuncu olduğumu düşünmeleriydi. Ama ben daha hangi oyunda olduğumu bile tam bilmiyordum. O kadar çok oyun oynuyordum ki, bu sefer orta sahada top mu dağıtıcam, 3'lük çizgisinin arkasından şut mu atıcam, topu filenin diğer tarafına geçirmeye mi çalışıcam, bilmediğim bir yerde bilmediğim bir noktayı mı bulucam diye uzun uzun düşündükten sonra haraket edebiliyordum. Düşünme süresi arttıkça harekette yavaşlama başlıyordu. 11 saat 32 dakika 2saniye... Koç bana doğru bakıyordu, galiba yorulduğumu anlamıştı veya lan artık bu çok kötü oynuyor demişti. Hemen kenara çağırdı beni. Normal koşullarda oyuncu değişikliği olması gerekiyordu ama yerime girebilicek bir oyuncu olmadığından oyuncu çıkışı oldu sadece. Ama hakemden ilgili makam tarafından tasdiklenmiş 'daha sonra oyuna girebilir' belgesi alındı.

Hiç yorum yok: